तुर्की में sınırlı का क्या मतलब है?
तुर्की में sınırlı शब्द का क्या अर्थ है? लेख में तुर्की में sınırlı का उपयोग करने के तरीके के बारे में द्विभाषी उदाहरणों और निर्देशों के साथ-साथ पूर्ण अर्थ, उच्चारण की व्याख्या की गई है।
तुर्की में sınırlı शब्द का अर्थ सीमा, सीमित है। अधिक जानने के लिए, कृपया नीचे विवरण देखें।
sınırlı शब्द का अर्थ
सीमाnoun O halde, Yaratıcımız maddi şeylerle sınırlı olmayan bir yerde olmalı. परमेश्वर का निवासस्थान असीमित है, वह भौतिक सीमाओं से नहीं बँधा है। |
सीमितadjective Bununla birlikte, bu işler O’nun göklerde ve yeryüzünde yaptığı harikulade maddesel yaratılış işleriyle sınırlı değildir. लेकिन, वे कार्य स्वर्ग में और यहाँ पृथ्वी पर सृष्टि के अद्भुत भौतिक कार्यों तक सीमित नहीं हैं। |
और उदाहरण देखें
15 Başkalarına yardım etme sorumluluğu tabii ki, sadece cemaatin huzuru ve birliği tehlike altına girdiği zamanlarla sınırlı değildir. 15 बेशक दूसरों की मदद करने की ज़िम्मेदारी सिर्फ ऐसे वक्त तक ही सीमित नहीं होती जब कभी कलीसिया की शांति और एकता खतरे में हो। |
16 Gösterdiğimiz sevgi yalnızca çevremizdeki kişilerle sınırlı değildir. 16 हम सिर्फ उन लोगों से प्यार नहीं करते जो हमारे करीब रहते हैं। |
(Cemaatinizdeki ihtiyarların sayıları sınırlıysa, bu kısmı yeterli bir hizmet görevlisi de yapabilir.) (जिन कलीसियाओं में प्राचीन कम हैं, वहाँ काबिल सहायक सेवकों को यह भाग दिया जा सकता है।) |
Britanya Meteoroloji Bürosu yöresel hava durumunun daha ayrıntılı ve doğru tahmini için Kuzey Atlas Okyanusu ve Avrupa kesimini içine alan Sınırlı Alan Modelini kullanmaktadır. स्थानीय मौसम का बारीकी से पूर्वानुमान करने और सही जानकारी का पता लगाने के लिए ब्रिटिश मौसम विभाग दफ्तर, सीमित स्थानीय नक्शे का इस्तेमाल करता है। इसमें उत्तरी अटलांटिक और यूरोप के सारे इलाके शामिल हैं। |
Yuhanna 2:15-17) İbrahim, Gökteki Krallık hakkındaki bilgisinin sınırlı olmasına rağmen, Tanrı’ya güvendi ve bu Krallığın kurulmasını özlemle bekledi.—İbraniler 11:10. (१ यूहन्ना २:१५-१७) और जबकि इब्राहीम के पास उस राज्य का केवल सीमित ज्ञान था, उसने परमेश्वर पर भरोसा रखा और उसकी स्थापना की प्रतीक्षा की।—इब्रानियों ११:१०. |
Bu özdeyiş, duygusal destek aramak için duygudaş bir dosttan yardım almak teselli edici olsa da, insanların sunabileceği tesellinin sınırlı olduğunu öğretir. यह नीतिवचन हमें यह भी सिखाता है कि हालाँकि एक हमदर्द दोस्त के साथ अपना दुःख बाँटने से मन हलका होता है, मगर कोई भी इंसान हमारा दुःख पूरी तरह नहीं समझ सकता। |
Fakat Yehova İbrahim’le konuşurken, onun ‘soyunun’ bir kişiyle sınırlı kalmayacağını belirtmişti. उसने बताया था कि उसकी संतान “आकाश के तारागण, और समुद्र के तीर की बालू के किनकों के समान” होगी। |
Zaten bugüne kadar araştırmacılar da okyanustaki hayat hakkında ancak sınırlı bir bilgiye sahip olabildiler! अय्यूब के दिनों से आज तक एक ज़माना बीत गया है, मगर आज भी खोजकर्ताओं के पास समुद्र में रहनेवाले प्राणियों के बारे में जो जानकारी है, वह बहुत कम है! |
Madalyonun diğer yüzü polisler ise, sınırlı imkânlarıyla şehri mümkün olduğunca iyi korumaya çabalamakta isyancıları elinden gelen her yerde tutuklamakta ve caydırıcı bir etki yaratmaktadırlar. और पुलिस, उनके सीमित संसाधनों के साथ, जितना हो सके शहर की रक्षा में लगे हैं, जहां संभव हो दंगाइयों को पकड़ते हैं एक निवारक प्रभाव बनाने के लिए. |
Hakkındaki bilgiler çok sınırlıdır. उनके बारे में हमारी जानकारी बहुत ही अल्प है। |
Yehova’nın hizmetinde yapabileceklerimiz sınırlıysa, beklemeyi bilen bir tutum bu duruma dayanmamıza nasıl yardım edecek? अगर हम यहोवा की सेवा में पहले जितना नहीं कर पा रहे हैं, तो इंतज़ार करने की मनोवृत्ति कैसे हमारी मदद कर सकती है? |
Başkalarının da harekete geçmesi için vakit gerçekten sınırlıdır. वाक़ई, दूसरों के पास कार्य करने के लिए समय सीमित है। |
Portföyünüz varsa sınırlı bir süre için bu portföyü yeni Google Finans'a aktarabilir veya indirebilirsiniz. अगर आपके पास कोई पोर्टफ़ोलियो था, तो आप कुछ समय के भीतर उसे नए 'Google वित्त' में भेज सकते हैं या उसे डाउनलोड कर सकते हैं. |
(Mezmur 62:5) Yehova’yı tanımayan birçok insan sınırlı, umutsuz bir bakış açısına sahiptir; bu nedenle onlar zamanları tükenmeden önce bir nebze bile olsa zevk ve kazanç sayılan ne varsa, ellerinden geldiğince yakalamaya çalışıyorlar. (भजन ६२:५) अनेक लोगों के पास जो यहोवा को नहीं जानते हैं एक संकुचित, अस्पष्ट दृष्टिकोण है, सो वे अपना समय पूरा होने से पहले सुख और लाभ के हर मौक़े को पकड़ने की कोशिश करते हैं। |
Bazen tartışma çok kısa sürer ve belirli bir soruya verilen açık ve kesin bir karşılıkla sınırlı olurdu. कभी-कभार बहस बहुत जल्द खत्म हो जाती और यह किसी खास सवाल के सुस्पष्ट व निर्णायक जवाब तक सीमित थी। |
Diğer taraftan İsa, Tanrı’yı memnun eden yardımların, yoksullara sadaka vermekle sınırlı olmadığını açıkça gösterdi. मगर यीशु ने यह साफ-साफ बताया कि सिर्फ गरीबों को दान देने से ही परमेश्वर खुश नहीं होता। |
Üç çocuklu bir hemşire, ailesine bakmak için çok zaman ve enerji harcaması gerektiğinden hizmette yapabileceklerinin sınırlı olduğunu bu nedenle de suçluluk duyduğunu söylüyor. एक बहन के तीन बच्चे हैं, उसने लिखा कि कभी-कभी वह दोषी महसूस करती है क्योंकि उसकी ताकत और समय परिवार की देखभाल करने में चला जाता है, इस वजह से वह प्रचार सेवा में ज़्यादा भाग नहीं ले पाती है। |
İsa, mallarının yeryüzündeki şeylerle sınırlı olduğunu söylemedi. जब यीशु ने “सारी” संपत्ति का ज़िक्र किया, तब उसने ऐसा कुछ नहीं कहा जिससे लगे कि वह सिर्फ धरती की संपत्ति की बात कर रहा था। |
Kişisel olarak ancak sınırlı sayıda insana ulaşabileceğinin farkındaydı. इसलिए उसने बुद्धिमानी दिखाते हुए चेला बनाने का काम अपने शिष्यों को सौंपा। |
Ancak, kaderle ilgili düşünceler Batı dünyasıyla sınırlı değildir. ऐसा नहीं कि तकदीर पर केवल पश्चिम के लोग ही विश्वास करते हैं। |
Onlar yaşamı, sınırlı miktarda bulunan altına benzetiyorlar. हो सकता है, वे ज़िंदगी की तुलना सोने के साथ करें जो बहुत कम मात्रा में पाया जाता है। |
Kursun öğrenciler üzerindeki olumlu etkisi okuma yazma öğrenmeleriyle sınırlı değildi. इस क्लास पर अच्छा असर सिर्फ इतना ही नहीं हुआ कि विद्यार्थी पढ़ना-लिखना सीख गए हैं, बल्कि इससे भी कहीं बढ़कर हुआ है। |
14 Gökte Mesih’le birlikte hüküm sürmek için çağrılan nispeten sınırlı sayıda kişinin kesin mühürlenmesi tamamlanmak üzere. 14 बचे हुए अभिषिक्त मसीहियों पर अंतिम मुहर लगाने का काम पूरा होनेवाला है। |
Yaratıcı onu öyle bir yolla ilham etti ki, imkânları sınırlı olan ve az eğitim görmüş kişiler bile sonsuz yaşam elde etmek üzere yeterli bilgi alabilir. सिरजनहार ने कृपा की और अपनी प्रेरणा से बाइबल को इस तरह लिखवाया ताकि कम पढ़े-लिखे लोग भी इससे इतना ज्ञान हासिल कर सकते हैं कि उन्हें अनंत जीवन मिल सके। |
İstilacı böcekler sadece kanatlı göçmen çekirgelerle sınırlı kalmıyor. इन हमलावर कीटों में केवल पंखोंवाली अर्बे नामक टिड्डियाँ शामिल नहीं हैं। |
आइए जानें तुर्की
तो अब जब आप तुर्की में sınırlı के अर्थ के बारे में अधिक जानते हैं, तो आप सीख सकते हैं कि चयनित उदाहरणों के माध्यम से उनका उपयोग कैसे करें और कैसे करें उन्हें पढ़ें। और हमारे द्वारा सुझाए गए संबंधित शब्दों को सीखना याद रखें। हमारी वेबसाइट लगातार नए शब्दों और नए उदाहरणों के साथ अपडेट हो रही है ताकि आप उन अन्य शब्दों के अर्थ देख सकें जिन्हें आप तुर्की में नहीं जानते हैं।
तुर्की के अपडेटेड शब्द
क्या आप तुर्की के बारे में जानते हैं
तुर्की दुनिया भर में 65-73 मिलियन लोगों द्वारा बोली जाने वाली भाषा है, जो इसे तुर्क परिवार में सबसे अधिक बोली जाने वाली भाषा बनाती है। ये स्पीकर ज्यादातर तुर्की में रहते हैं, साइप्रस, बुल्गारिया, ग्रीस और पूर्वी यूरोप में कहीं और कम संख्या में हैं। तुर्की भी पश्चिमी यूरोप के कई अप्रवासियों द्वारा बोली जाती है, खासकर जर्मनी में।