तुर्की में iddia etmek का क्या मतलब है?

तुर्की में iddia etmek शब्द का क्या अर्थ है? लेख में तुर्की में iddia etmek का उपयोग करने के तरीके के बारे में द्विभाषी उदाहरणों और निर्देशों के साथ-साथ पूर्ण अर्थ, उच्चारण की व्याख्या की गई है।

तुर्की में iddia etmek शब्द का अर्थ दावा, घोषित करना, दावा करना, निश्चयपूर्वक कहना, बहस करना है। अधिक जानने के लिए, कृपया नीचे विवरण देखें।

उच्चारण सुनें

iddia etmek शब्द का अर्थ

दावा

(purport)

घोषित करना

(profess)

दावा करना

(profess)

निश्चयपूर्वक कहना

(maintain)

बहस करना

(contend)

और उदाहरण देखें

Proje kullanıcıya basit bir arayüz sağladığını iddia etmektedir.
यह उपभोक्ता मांग का सरल उपाय सुझाता है।
Bazı çalışmalar anafilaksi vakalarının yaklaşık %20'sinin bifazik olduğunu iddia etmektedir.
कुछ अध्ययन दावा करते हैं कि एनाफाइलैक्सिस के कुल मामलों में 20% मामले बाइफेसिक होते हैं।
Bazı bilim insanları modelin çöktüğünü iddia etmektedir.
कुछ वैज्ञानिकों का मानना है कि इस प्रजाति के स्वभाव निहायत अतिरंजित कर दिया गया है।
Bugün terörizm tüm dünyayı alarma geçirmiştir ve birçok terörist grup dinsel bağlantılarının olduğunu iddia etmektedir.
आज आतंकवाद, पूरी दुनिया के लिए एक बड़ा खतरा बन गया है और कई आतंकवादी गुट, किसी-न-किसी धर्म के साथ जुड़े होने का दावा करते हैं।
Frank J. Sulloway, doğum sırasının kişilik özellikleriyle ilintili olduğunu iddia etmektedir.
फ्रैंक जे. सुलोवे का तर्क है कि जन्म क्रम व्यक्तित्व लक्षण के साथ सहसंबद्ध है।
Bir Yaratıcının var olmadığını iddia etmek, bu evi inşa eden birinin olmadığını iddia etmek kadar mantıksızdır
दुनिया अपने आप बन गयी, यह कहना उतना ही बेतुका है जितना कि यह कहना कि यह घर अपने आप बन गया
Yaşamın sadece tesadüfen ya da bilinçsiz bir güç sayesinde meydana geldiğini iddia etmek gerçekten makul müdür?
क्या आपको इस बात में कोई तुक नज़र आता है कि ज़िंदगी की शुरूआत बस इत्तफाक से या निराकार शक्तियों से हुई है?
Hıristiyan olduğunu iddia etmek veya İsa’ya duygusal bir bağlılık duymak Mesih’in takipçisi olabilmek için neden yeterli değildir?
यीशु का चेला बनने के लिए, सिर्फ मसीही होने का दावा करना या उससे लगाव रखना काफी क्यों नहीं है?
Birçokları Tanrı’ya inandığını iddia etmekle birlikte, kanunun ve düzenin insan tarafından yürütülmesi gerektiğini düşünüyor.
जबकि अनेक लोग परमेश्वर में विश्वास करने का दावा करते हैं, वे सोचते हैं कि मनुष्य को कानून और व्यवस्था लागू करनी चाहिए।
Bu dinler de aynı şekilde Tanrı’ya hizmet ettiğini iddia etmekte ve liderlerinin birçoğu dindarlık taslamaktadır.
ये भी, प्राचीन यहूदियों के जैसे परमेश्वर की सेवा करने का दावा करते हैं और इनके बहुत-से पादरी बड़े ही धार्मिक और पवित्र होने का ढोंग करते हैं।
O ne silaha ne de pantolona asla dokunmadığını iddia etmektedir.
यह कभी नहीं या दलितों द्वारा दलितों के साथ की योजना बनाई है।
Son olarak Habeşler bu kilise üzerinde hak iddia etmek amacıyla bazı rahiplerini kilisenin çatısında kurdukları barakalara yerleştirdi.
बाद में, इथियोपिया के चर्च ने भी इस पर अपने हक का दावा किया इसलिए उस चर्च के पादरी इस गिरजे की छत पर झोपड़ियाँ बनाकर रहने लगे।
Mukaddes Kitabı öğrettiklerini iddia etmekle birlikte, Üçlük ve cehennem ateşi gibi Mukaddes Kitaba dayanmayan ve Tanrı’ya leke getiren öğretileri benimsemişlerdir.
हालाँकि वे बाइबल सिखाने का दावा करते हैं, वे त्रियेक और नरकाग्नि जैसी ईशनिन्दाओं में मानते हैं।
İlkdoğanların daha sorumlu, sosyal olarak baskın, daha az uyumlu ve yeni görüşlere sonradoğanlara göre daha az açık olduğunu iddia etmektedir.
उनका दावा है कि बाद में पैदा होने वाले बच्चे की तुलना में पहलौठा अधिक कर्तव्यनिष्ठ, अधिक सामाजिक रूप से प्रभावी, कम सहमत और नए विचारों के प्रति कम खुला होता है।
Çünkü Şeytan insanın sadece bencil nedenlerle Tanrı’ya hizmet ettiğini iddia etmekte ve bu iddiasını kanıtlamak için de var gücüyle çalışmaktadır.
क्योंकि शैतान ने यह दावा किया है कि इंसान सिर्फ अपने स्वार्थ के लिए परमेश्वर की सेवा करता है और वह अपनी बात साबित करने में एड़ी-चोटी का ज़ोर लगा रहा है।
Bazıları bunun yetersiz maaşlarını telafi etmekten başka bir şey olmadığını iddia etmekte ve sanki cimri bir patrondan bu şekilde öç almaktadırlar.
कुछ लोग दावा करते हैं कि यह एक अपर्याप्त तनख़्वाह की पूर्ति करने के अलावा और कुछ नहीं, मानो वे एक कंजूस मालिक से बदला ले रहे हैं!
Bugün dahi, (1990'larda) batıl inancı olan kişiler bu dönerkayayı ziyaret edip adaklarda bulunmakta, bazı kişiler de kayanın kendilerinde döndüğünü iddia etmektedir.
आज तक इस रहस्य को कोइ नहीं जान पाया और जिसने जाना अब वह इस दुनिया मे नहि है परन्तु कह्ते हैं कि पारस कि खोज अब तक जारी है।
Bu nedenle İsa’nın Mesih olduğunu iddia etmek bir küfürdü; böyle akıl almaz bir iddiada bulunanlar da küfredenler gibi acı çekmeyi hak ediyordu.”
इसलिए यह दावा करना कि यीशु ही मसीहा था ईशनिंदा थी; ऐसा बेतुका दावा करनेवालों को ईशनिंदक मानकर दंड दिया ही जाना था।”
Binlerce insan, Uzak Kuzey’e, yani Klondike bölgesine ve Alaska’ya giderek zengin altın yatakları olan topraklarda hak iddia etmek için şiddetli soğukla mücadeleye girişti.
हज़ारों लोग कड़ाके की ठंड से जूझते हुए उत्तर की ओर क्लॉनडाइक क्षेत्र और अलास्का की ओर बढ़े ताकि सोने से भरपूर देश पर अपना हक जमा सकें।
İsa sadece Mesih olduğunu iddia etmekle kalmadı; bunun yanı sıra sözleri, davranışları ve yaptığı mucizelerde sergilenen Tanrı vergisi gücü onun gerçekten Mesih olduğunu kanıtladı.
यीशु ने सिर्फ मसीहा होने का दावा ही नहीं किया; बल्कि उसने अपनी बातों और दूसरे कामों के अलावा, परमेश्वर से मिली शक्ति से चमत्कार किए और अपने मसीहा होने का सबूत दिया।
Bu durumda, ben, bugün, Afrika'nın, dünyanın geri kalan kısmıyla daha yapıcı bir ilişki kuramamasının temel sebebinin zayıf bir kurumsal ve politik çerçeveye sahip olmasının olduğunu iddia etmek istiyorum.
मैं आज पूरे दावे के साथ ये कहना चाहूँगा कि अफ्रिका के बाकी विश्व के साथ सकरात्मक संबंध न बना पाने का कारण उसकी व्यवस्था और नीतियों की कमज़ोरी है.
Böylece, her ne kadar Mukaddes Kitap Meryem’in, İsa’yı doğurduğunda bakire olduğunu belirtiyorsa da, onun Yusuf’la birlikte yaşamının kalan kısmında bakire olarak yaşadığını iddia etmek için hiçbir dayanak yoktur.
इसलिए, जबकि बाइबल कहती है कि मरियम कुँवारी थी जब उसने यीशु को जन्म दिया, फिर भी इस दावे का कोई आधार नहीं है कि यूसुफ के साथ सारी ज़िंदगी वह कुँवारी रही।
New Scientist dergisinin bir başmakalesinde şöyle yazıyor: “Daha fazla petrol ve doğalgaz bulmak için sondaj yapabilmek amacıyla kıta sahanlığının ortaya çıkan kısımları üzerinde hak iddia etmek üzere çirkin bir kapışmaya giriştiler.”
न्यू साइंटिस्ट पत्रिका के एक संपादक ने लिखा: “जलमार्ग के खुल जाने की वजह से, उनमें समुद्र से तेल और गैसें निकालने की होड़ लग गयी।”
O zaman birçok din adamı, Mukaddes Kitabın Tanrı’nın ilham edilmiş Sözü ve İsa’nın da Tanrı’nın Oğlu olduğuna inandığını iddia etmekle birlikte, Üçlük, insan canının ölmezliği ve ebedi işkence gibi Babile ait sahte öğretileri açıkça onayladı.
हालाँकि उस समय के अनेक पादरियों ने यह विश्वास करने का दावा किया कि बाइबल परमेश्वर का उत्प्रेरित वचन है और कि यीशु परमेश्वर का पुत्र है, उन्होंने त्रियेक, मानव प्राण के अमरत्व और अनन्त यातना जैसे झूठे, बाबुल के सिद्धान्तों का समर्थन किया।
Peygamberlikler o denli doğruydu ki, bazı eleştirmenler, onların olayların olmasından sonra yazıldığını iddia etmek için uğraştılar; fakat bu çabalar boşa çıktı.—İşaya 13:17-19; 44:27–45:1; Hezekiel 26:3-6; Daniel 8:1-7, 20-22.
ये भविष्यवाणियाँ इतनी यथार्थ थीं कि कुछ आलोचकों ने व्यर्थ ही यह कहने की कोशिश की कि ये घटनाओं के घटित होने के बाद लिखी गई थीं।—यशायाह १३:१७-१९; ४४:२७-४५:१; यहेजकेल २६:३-६; दानिय्येल ८:१-७, २०-२२.

आइए जानें तुर्की

तो अब जब आप तुर्की में iddia etmek के अर्थ के बारे में अधिक जानते हैं, तो आप सीख सकते हैं कि चयनित उदाहरणों के माध्यम से उनका उपयोग कैसे करें और कैसे करें उन्हें पढ़ें। और हमारे द्वारा सुझाए गए संबंधित शब्दों को सीखना याद रखें। हमारी वेबसाइट लगातार नए शब्दों और नए उदाहरणों के साथ अपडेट हो रही है ताकि आप उन अन्य शब्दों के अर्थ देख सकें जिन्हें आप तुर्की में नहीं जानते हैं।

तुर्की के अपडेटेड शब्द

क्या आप तुर्की के बारे में जानते हैं

तुर्की दुनिया भर में 65-73 मिलियन लोगों द्वारा बोली जाने वाली भाषा है, जो इसे तुर्क परिवार में सबसे अधिक बोली जाने वाली भाषा बनाती है। ये स्पीकर ज्यादातर तुर्की में रहते हैं, साइप्रस, बुल्गारिया, ग्रीस और पूर्वी यूरोप में कहीं और कम संख्या में हैं। तुर्की भी पश्चिमी यूरोप के कई अप्रवासियों द्वारा बोली जाती है, खासकर जर्मनी में।